Türkiye ve Kürdistan halkları daha henüz bir sene geçmeden yine sandık başına gidiyor. Tüm dünyada bir alt-üst oluşun yaşandığı, Türkiye’de de bu alt-üst oluşun çok sert bir biçimde hissedildiği, faşist iktidarın her yönden saldırılarını çok yönlü olarak devam ettirdiği koşullar altında, 31 Mart günü bir yerel seçim yapılacak.
Yerel seçime giden süreçte saflaşmalar çoktan oluştu. Bir yanda faşist Cumhur İttifakı, diğer yanda onlardan çok da bir farkı olmadıklarını, özellikle son bir sene içerisinde herkese göstermeyi başarmış olan, başta CHP olmak üzere, düzen muhalefeti. Başka bir yanda ise ilkesiz parlamentarizm bataklığına batmış, medya fenomenlerinden medet umar hale gelmiş, “belediye sosyalizmi” ham hayaline kapılmış, çok parçalı reformist sol hareket. Bu tabloda, faşizme karşı bir direniş odağı olabilecek olan özne, tüm eksiklerine rağmen, DEM Parti’dir.
Bu seçimlerin en önemli yanı, faşist iktidarın, 14-28 Mayıs seçimlerinden bu yana hazırlıklarını yaptığı siyasal-ideolojik-kültürel-ekonomik saldırıları, seçimlerden hemen sonra, belki Türkiye tarihinde hiç görülmemiş bir şekilde yoğunlaştıracak olması. Faşist iktidarın buradaki en büyük avantajı ise 14-28 Mayıs seçim yenilgisinden sonra, en geniş kitlelerin ciddi bir yılgınlığa kapılmış olmasıdır.
Yaşam; devrimcileri, bu seçim sürecinde, ilkelerine sadık kalarak dik durmaya ve seçimlerden sonra yoğunlaşacak saldırı konseptine karşı cüret ederek, yeni bir mücadele dönemini başlatmaya çağırıyor!
KOMÜN olarak,
- Yerel seçimlerde, hangi renkten olursa olsun, rantçı, ilkesiz, ikiyüzlü ve şovenist hiçbir düzen partisine oy vermeyeceğiz, buna yönelik hiçbir çağrı yapmayacağız! Tüm bu seçim süreci boyunca, düzen partilerinin ve kendine “komünist” diyen devlet savunucusu, sosyal-şoven partilerin gerçek yüzlerini, mümkün olduğunca teşhir ederek; en geniş kitlelere, kurtuluşun, özgürlüğün ve insanca bir yaşamın, ancak devrimci bir mücadele ile gerçekleşebileceğini göstermek için çalışacağız!
2.Kendi bağımsız çizgimizi korurken, aday çıkardığı her yerde DEM Parti adaylarını destekleyecek ve olası kayyım atamalarına karşı gelişebilecek her direnişe, her ne pahasına olursa olsun dahil olarak, birleşik mücadele çizgisi doğrultusunda, Kürt halkının haklı mücadelesine omuz vereceğiz!
3. İlkesiz parlamentarizm bataklığına batmamış, koşulsuz-kayıtsız olarak işçi-emekçilerin yanında saf tutan, düzenin geri eğilimlerini taşımayan ve siyasal kimliği net olan, kimi devrimci-demokrat adaylara, devrimciliğin en geniş kitleler nezdinde daha da görünür olması için, gücümüz yettiğince destek vermekten geri durmayacağız.
4. Tüm bu seçim sürecinin sonunda, odaklanacağımız asıl nokta ise yoğunlaşacak olan faşist saldırılara karşı, yaşamın bizi çağırdığı görev olan, yeni mücadele dönemini, birleşik mücadele çizgisi doğrultusunda, yürütmek olacaktır. Umutsuzluğa ve yılgınlığa kapılmış; cinsiyetçi, ırkçı-faşist, dinci ve mezhepçi saldırılar altında bitâp düşmüş; faşizmin zulmü altında her gün bedel ödemek zorunda kalmış; açlığın ve sömürünün pençesinde insanlığını unutmuş işçi ve emekçileri, kadınları, LGBTİ+ları, gençleri, tüm ezilenleri faşist devlete karşı cepheleştireceğiz. En geniş kitlelerin öz-örgütlülüklerini oluşturabilmeleri ve faşizme karşı harekete geçebilmeleri için etkin bir çaba göstereceğiz!
Tüm işçi, emekçi ve ezilenlere çağrımızdır; seçimlerden sonra başlayacak olan bu zorlu mücadele döneminde KOMÜN’lerde birleşelim, savaşarak özgürleşelim!
KOMÜN