Kolombiya’da 19 Haziran 2022 Pazar günü yapılan devlet başkanlığı seçimlerinin ikinci turunu eski gerilla Gustavo Petro kazandı. Seçim sonucu, hem sağın ülkede on yıllarca süren hakimiyetine ilk kez son verirken, hem de Latin Amerika’ya yeni bir sol devlet başkanı kazandırması açısından dikkat çekti.
***
Kolombiya’da 19 Haziran 2022 pazar günü yapılan seçimin ikinci turunu eski gerilla hareketinin üyesi solcu aday Gustavo Petro kazandı. M-19 adıyla bilinen Şehir Gerillası Hareketi’nin eski bir üyesi olan Gustavo Petro’nun yardımcılığını Francia Marquez yapacak. Marquez ülkede bu görevi üstlenecek ilk siyahi kadın olacak.
Ülkenin ilk sol hükümetini kuracak olan Petro, seçimin Kolombiya halkı için bir sevinç günü olduğunu söyledi ve ülkesine gerçek bir değişim getireceği yönünde söz verdi. Kolombiya’nın Trump’ı diye tarif edilen milyarder işadamı Rodolof Hernandez’i mağlup eden Petro, seçimde oyların yüzde 50.5’ini almayı başardı. Başkent Bogota’da destekçilerine seslenen Petro, zaferinin ülke tarihinde mezhepçilik ve hoşgörüsüzlüğün olmadığı yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu belirtti ve “Bugün sokakların ve meydanların günüdür” dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken da Biden yönetiminin Kolombiya ile ilişkilerini güçlendirmeyi dört gözle beklediğini söyleyerek Petro’yu zaferinden dolayı tebrik etti. Hernandez ise seçimin ardından sosyal medyada paylaştığı bir videoda Petro’nun zaferini kabul etti. 700 binden fazla oy farkıyla mağlup olan Hernandez, “Kolombiya halkının büyük çoğunluğu diğer adayı seçti. Seçimden önce de dediğim gibi, seçim sonuçlarını kabul ediyorum” dedi.
62 yaşında olan ve Bagota’nın eski belediye başkanı olan Gustavo Petro, yoksulluk, şiddet, kentlerdeki suç oranları ve yolsuzluk karşısında umut veren lider olarak seçmenin karşısına çıkmıştı. Kolombiya, geleneksel olarak sağcı siyasetçilerce yönetilen bir ülke. 50 milyon nüfuslu ülkenin yüzde 40’ı yoksulluk sınırı altında yaşıyor. Dünya Bankası’na göre, Kolombiya, eşitsizliklerin en yüksek seviyede yaşandığı ülkeler arasında bulunuyor.
Latin Amerika’da sol rüzgar
Son seçimlerde Arjantin, Peru, Şili, Meksika, Bolivya ve Honduras’ta da sol adaylar iktidarı devralmıştı. Petro’nun zaferi, bu ülkelerde de sevinçle karşılandı. Arjantin Devlet Başkanı Alberto Fernandez Twitter’da yaptığı paylaşımda, “Demokrasiyi tasdik eder nitelikte olan zaferiniz, kardeş halklar arasında azami dayanışma talep ettiğimiz bu zamanda bütünleşmiş bir Latin Amerika’ya giden yolu garanti ediyor” dedi.
Bu yılın başlarında seçilen Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric ise Petro’nun zaferini “Latin Amerika için bir sevinç” diye tanımladı. Sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda Boric, “Hızla değişen dünyanın zorluklarında kıtamızın birliği için birlikte çalışacağız” diye yazdı.
Peru’da Devlet Başkanı Pedro Castillo, müttefikiyle birlikte çalışmak için sabırsızlandığını söyledi ve “Halklarımız için kolektif, sosyal ve bölgesel bütünleşmeyi amaçlayan ortak bir duyguyla birleştik” dedi. Bolivya Devlet Başkanı Luis Arce, “Latin Amerika entegrasyonu güçleniyor” yorumunda bulundu.
Meksika Devlet Başkanı Andres Manuel Lopez Obrador ise Kolombiya’da 1948’deki seçimlerde solcu devlet başkanı adayı Jorge Eliecer Gaitan’ın suikast sonucunda öldürülmesine atıfta bulunarak, Petro’nun başarısının siyasi suikastların nadir olmadığı bir ülkede yaraları iyileştirebileceğini söyledi.
Seçim öncesindeki Kolombiya Devlet Başkanı Ivan Duque ile gergin bir ilişkiye sahip Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro da Petro’yu kutlayanlar arasındaydı. Maduro, “Kolombiya halkının iradesi duyuldu. Halkın iradesi demokrasi ve barış yolunu savunmak için yola çıktı” dedi.
Venezuela gibi uluslararası yaptırımlara maruz kalan Küba’nın Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel, “iki halkın refahı için ikili ilişkilerin geliştirilmesi” umudundan söz etti.
Gustavo Petro kimdir?
Kolombiya’nın ilk solcu devlet başkanı, ülkenin kuzeyindeki Cordoba’ya bağlı Cienaga de Oro kasabasında 19 Nisan 1960’da dünyaya geldi. Petro, Javeriana Üniversitesi’nde ekonomi, Louvain Katolik Üniversitesi’nde çevre ve nüfus gelişimi, Salamanca Üniversitesi’nde ise işletme yönetiminde uzmanlık eğitimi aldı. Petro 17 yaşındayken, 1970’lerde kurulan “Şehir Gerillası Hareketi” M-19’a katıldı. 19 Nisan hareketi olarak da bilinen örgüt, özellikle 1980-1985 arasında silahlı mücadele yürütmüştü.
Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri’nden (Fuerzas Armadas Revolucionarias de Colombia-FARC) sonra ülkenin en büyük ikinci gerilla örgütü olan M-19, zengin ve fakirler arasındaki uçurumu kapatmak isteyen üniversite öğrencileri, aydınlar ve sanatçılar tarafından kurulmuştu. Örgüt, marketlere ait kamyonlardan aldığı yiyecekleri yoksul mahallelere dağıtmaktan Kolombiya ordusuna ait binlerce silahı kamulaştırmaya kadar çeşitlilik içeren eylemleriyle tanınıyordu. 27 Şubat 1980 yılında Dominik Cumhuriyeti elçiliğini basan M-19 gerillaları, içinde 14 ülkeden elçilerin olduğu 60 kişiyi 61 gün boyunca rehin aldı. Gerillalar cezaevlerindeki 311 yoldaşlarının serbest bırakılmasını ve para talep ettiler. 27 Nisan’da 2.5 milyon dolar alarak ellerindeki rehinelerle kendilerini havaalanında bekleyen Küba Havayollarına ait bir uçakla Havana’ya gittiler ve orada rehineleri serbest bıraktılar.
1979 yılı başlarında tünel kazarak Kolombiya ordusuna ait bir cephanelikten 5.000 silahı alarak kamulaştıran örgütün en bilinen eylemi, 1985 yılında başkent Bogota’da Adalet Sarayı’nı basarak içerde bulunan yüksek yargıya mensup hakimleri rehin almasıydı. Ancak o dönemdeki ateşkes koşullarına uymayan devlet başkanının yargılanması talebiyle gerçekleştirdikleri eylem; ordu birliklerinin Adalet Sarayı’na operasyon yaparak tankları içeri sokarak binayı topa tutmasıyla kanlı bir şekilde sonuçlandı ve gerillalarla birlikte içerde bulunan rehinelerin de olduğu yüze yakın kişi öldürüldü. Eski gerilla savaşçısı Petro, New York Times’a (NYT) yaptığı bir açıklamada “M-19 demokrasi inşa etmek için silahlı ve savaşa hazır olarak doğdu” demişti.
Adalet Sarayı baskını sırasında örgüt üyeliği suçundan hapiste olan Petro, parmaklıklar ardında geçirdiği süre boyunca işkence gördüğünü belirtmişti.1990’da M-19 örgütünün Hükümetle anlaşarak silah bırakmasından sonra Petro, ilk kez 1991’de meclise girdi ve 2012-2016 yılları arasında Bogota belediye başkanlığı yaptı. Petro, belediyenin atık toplama işinin özelleştirilmesinde uygunsuzluk olduğu iddiasıyla 2014’te kısa bir süreliğine görevden alındı. Ancak Amerikalılar Arası İnsan Hakları Mahkemesi, verdiği kararla Petro’nun haklarının çiğnendiğine hükmetti.
Daha önce de iki kez devlet başkanlığına aday olan ama kazanamayan Petro’nun seçim vaatleri arasında ülkede giderek artan eşitsizlik, adaletsizlik, yolsuzluk ve şiddet artışını azaltma, tarımda reform gibi önemli konular vardı. Muhaliflerin kendisini “popülist” olarak tanımlamasını kabul etmeyen Petro’nun vaatleri arasında FARC’la 2016’da varılan barış anlaşmasının uygulanması da var. Petro, halen faaliyetlerine devam eden Ulusal Kurtuluş Ordusu’nun da (Ejército de Liberación Nacional-ELN) silah bırakması için de çalışma yapacağını söyledi.
Petro’nun 7 Ağustos’ta Ivan Duque’den devlet başkanlığı görevini devralması bekleniyor. Ülkenin ilk solcu devlet başkanı, küçük işletmeler için düşük faizli kredi, ücretsiz üniversite eğitimi ve emekli maaşlarının düzenlenmesi sözlerini de vermişti. ABD’yle ilişkilerini uyuşturucuyla mücadeleden iklim değişikliğine karşı mücadeleye kaydırmayı da planlayan Petro’nun programında yoksullukla mücadele; zenginler için vergilerin artırılması, açlığa karşı acil program, petrol ve doğalgazdan vazgeçilerek yenilenebilir enerjilerin desteklenmesi de var. Ancak bunlar oldukça zor hedefler.