AKP-MHP faşist bloğu kapitalist düzenin bütün güçlerinin desteğini alarak ve Kürt düşmanlığı zeminine basarak yeni bir işgale hazırlanıyor. Faşist blok, ABD ve AB emperyalist bloğunun örtülü desteğini alarak, ayrıca Rusya ve İran’ın da tepkisizliğinden faydalanarak Rojava’yı işgale hazırlanıyor.
Devletin bütün güçlerinin yek vücut olduğu işgalcilik ve alt emperyal hezeyanlar, emperyalistlerin Ortadoğu yağması ve halk düşmanı politikaları ile buluşuyor. Kürtlerin bağımsızlık mücadelesi ve Rojava devrimi boğulmaya çalışılıyor.
AKP-MHP faşist bloğu için asıl gerekçe sınır dışında güvenli bölge yaratmak değil; işgal ve soykırım yapmak, bölgedeki istikrarsızlığı arttırarak alt emperyal emellerine elverişli sahalar yaratmak ve içerde ise sarsılan iktidarını kalıcılaştırmaktır. Savaş naraları atarken bir yandan bir yandan uyguladığı IMF’siz IMF programını bütün acımasızlığı ile hayata geçirmektir çünkü savaş şoven duyguların okşanması ve yoksulların yoksulluklarını unutması için birebirdir. Nitekim dövizin hızla yükseliyor olması ve temel tüketim ürünlerine yapılan zam yağmuru, artan işsizlik ve sarayın hızla devleti batırdığı gerçeği yaratılan bir şoven dalga ile koca bir yalana dönüştürülmek istenmektedir.
AKP-MHP faşist bloğunun kuzey ve doğu Suriye işgal harekatı, başta Kürt özgürlük savaşçılarının, Türkiyeli sosyalist devrimcilerin ve diğer enternasyonalist savaşçıların canı pahasına yok etme noktasına getirdiği İŞİD belasının ve diğer cihatçı çetelerin yeniden büyütülmesi demektir.
AKP-MHP faşist bloğunun kuzey ve doğu Suriye işgal harekatı, Kürt özgürlük hareketinin varlığı ile kendisine yaşam alanı bulmuş tüm Ortadoğu halklarının sonu olacaktır. Bu işgal harekatı, bölgenin demografik yapısının baştan aşağı değiştirilmesine yönelik bir operasyondur. ‘’Bu harekatla mültecileri ülkelerine geri göndereceğiz’’ yalanıyla çetelerin o bölgelere sokulması ve planlı bir şekilde çeteler eliyle bölgenin asimile edilmesi gerçeğinin ta kendisidir.
Bu işgal harekatı gerek sınır ötesinde gerekse ülke içinde devrimci ve karşı devrimci güçleri yeniden ve daha net çizgiler biçiminde karşı karşıya getirecektir. Bu işgal harekatına gizli ya da açık destek veren, sessiz kalan herkes karşı devrim cephesinde yer alacak olup, Suriye’de Kürt devrimci hareketinin boğulması pratiğinin ve Ortadoğu halklarının cihatçı çetelerin, halklara düşman alt emperyal emellerin ve emperyalist yağmanın safında yer alacaktır. İçerde ise AKP-MHP faşist iktidarının bekasının ve onun halk düşmanı politikalarının yanında saf tutacaktır. Bu işgal harekatı aynı zamanda da ülke içinde toplumsal muhalefete yönelik saldırıların da şiddetlenmesinin zemini olacaktır. En ufak özgürlükçü hamleye dahil tahammül edemeyen faşist blok kendisine karşı çıkan en küçük sesle birlikte daha da pervasızlaşacaktır.
Türk emekçilerine, gençlere, kadınlara ve bütün kent yoksullarına çağrımızdır! Bu işgal harekatı daha fazla kan, daha fazla mülteci, daha fazla kaos, daha fazla yoksulluk, daha fazla işsizlik demektir. Bu işgalin asla ve kat’a halklarımıza bir faydası olmayacaktır. Bu işgalin tüm ekonomik yükü Türkiye’de emekçilerin sırtına yüklenecektir. Zaten zor durumda olan ekonomi daha da kötü bir hal alacaktır. Kendi iktidarları ve bekaları için tüm emekçilerin daha çok ezilmesinden faşist blok herhangi bir rahatsızlık duymayacaktır. Kandan ve sömürüden beslenen egemenlerin palanlarına alet olmamak için ve daha güzel bir gelecek için bu işgale dur demek zorundayız.
Rojava halklarının bu işgal harekatına karşı toprağını onurunu ve devrimini bütün var gücüyle savunacağından şüphemiz yoktur. Bizim de Türkiye halkları olarak bu işgal harekatına karşı fakatsız amasız karşı koymamız ve faşist bloğun ve onun destekçisi diğer güçlerin yarattığı şoven dalgayı parçalamamız gerekmektedir.
Daha iyi bir gelecek mümkündür. Ancak bu bizimle ve bizim mücadelemizle mümkündür.
İşgale ve faşizme dur diyelim!
Komün Dergi