Hizbullah genel sekreteri Hasan Nasrallah, İsrail savaş uçaklarının Beyrut’un güneyindeki Dahiye bölgesine tonlarca bomba yağdırarak düzenlediği saldırıda alçakça katledildi.
Nasrallah, Hizbullah örgütünün liderliğini yaptığı 30 yılı aşkın bir süredir emperyalizme ve siyonizme karşı amansız mücadelesiyle ABD, İsrail ve batılı emperyalist ülkelerin başlıca hedefleri arasındaydı. Hizbullah’ın Lübnan’da 2006 yılında işgalci İsrail askerlerine karşı verilen savaştaki başarıları ve Suriye savaşında IŞİD ve Nusra çetelerine karşı direniş cephesinde yer alarak savaşması asla unutulmadı.
Aksa Tufanı’nın ardından Filistin direnişini destekleyerek, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırımcı savaşa karşı direniş cephesinin güçlendirilmesini sağlayan Nasrallah; yalnızca Lübnan ve Filistin halklarının değil, dünyanın bütün ezilen halklarının direnişinin sembolü haline gelmişti. Onun liderliğindeki Hizbullah, kuruluşundan itibaren Lübnan’da ve diğer bölge ülkelerindeki müslüman, hristiyan, şii, sünni, dürzi, bütün halklardan ve mezheplerden ezilenleri birleştiren bir güç olarak hareket etti ve mazlumlara direnişin yolunu gösterdi.
İsrail, bir yılı aşkın bir süredir Gazze’de yürüttüğü namert savaşta sınır tanımaz hale gelerek bütün dünyanın gözü önünde her yeri yakıp yıktı; hastaneleri, okulları bombaladı, on binlerce insanı katletti. Devamında Nasrallah’ın direniş cephesi açtığını ilan ettiği Güney Lübnan’ı da Gazzeleştirmek için harekete geçti; şehir merkezlerini bombaladı, yüzlerce sivili katletti, alt yapıyı tahrip ederek yüzbinlerce insanı yerinden etti.
Bununla yetinmeyip direniş örgütlerinin liderlerini, komutanlarını katletmeye yöneldi; Hamas lideri İsmail Haniye ve diğer savaşçı kadroların ardından, Lübnan’da Hizbullah’ a yönelik siber saldırılar düzenledi, yöneticilerini hedefleyen katliamlar gerçekleştirdi. Savaşı süreklilik halini alacak biçimde gündelik yaşamın bir parçası haline getirerek halkları paniğe ve çaresizliğe itmeye çalışan İsrail, her geçen gün biraz daha azgınlaşarak saldırılarına devam etti. ABD’nin askeri-teknolojik desteğiyle ve yüksek istihbarat gücüyle Hizbullah’ın komuta kademesindekilere saldırmaya başlayan İsrail, son olarak Hizbullah’ın efsanevi lideri Hasan Nasrallah’ı alçakça ve korkakça katletti.
İsrail başbakanı Netanyahu’nun tam da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaki konuşmasının ardından BM karargahından verdiği saldırı emrini fotoğraflayarak dünyaya göstermesi nasıl bir dokunulmazlığa sahip olduğunu ve zorbalıktaki gücünü nerden aldığını göstermiştir. ABD’nin ve diğer emperyalist ülkelerin Orta Doğu’ya yönelik paylaşım ve hegemonya savaşında sahaya sürdükleri İsrail, İran ve Suriye’den başlayarak bölge ülkelerine doğru savaşı yaymak niyetinde. Emperyalist-Siyonist ittifak güçlerinin Ortadoğu’da istedikleri bölgesel bir savaş çok daha yakınlaşmışken ve bütün bu katliamlar yaşanırken, Arap devletlerinin suskunluğu ise utanç vericidir!
TC devleti ise, bu zamana kadarki süreçte Erdoğan’ın bütün hamasi nutuklarına karşın ikiyüzlü bir politikayla, İsrail’le askeri ve siyasi işbirliğini sürdürerek bu kuralsız savaşın suç ortağı olduğunu göstermiştir. Son olarak, Hizbullah lideri Nasrallah’ın katledilmesinin ardından, onun adını dahi anmayarak, ilkel mezhepçi yüzünü de göstererek, İsrail’in yanında saf tutmuştur. Onların safı Ortadoğu’nun IŞID, El Kaide, El Nusra gibi cihatçı çetelerin eline geçmesini isteyen ve bugün kutlamalar yapan işbirlikçi zorbaların yanıdır.
Bizim safımız egemenlerin zulmüne karşı direnen ezilen halkların yanıdır. Filistin ve Lübnan halklarının emperyalizme ve siyonizme karşı verdikleri mücadele, tarihsel anlamda haklı ve meşru bir direniş olarak bütün ezilen halkların gönlünde yer etmiştir ve sınıflar mücadelesinin bir parçası olarak kabul edilmelidir.
Bu nedenle, ABD emperyalizmi ve işgalci İsrail’in Filistin ve Lübnan halklarına yönelik katliamcı soykırım politikasına karşı çıkarak, Direniş Cephesi liderlerine yönelik alçakça saldırıları protesto etmek, sokaklara çıkarak dayanışmayı yükseltmek bütün devrimcilerin görevi olmalıdır.
ABD, işgalci İsrail ve diğer emperyalist ülkeler ile işbirlikçilerine karşı savaşan halklara, onların direniş örgütlerine ve ölümsüz liderlerine selam olsun!
KOMÜN