Bugün gece saatlerinde Kocaeli Darıca’da, falezlerin üzerinde bir ceset bulundu. Bulunan ceset 18 yaşında Furkan Celep adlı bir gence aitti. Yaşamı boyunca toplumun, düzenin yarattığı ve üzerine yıktığı eşitsizlikten bunalmış ve geleceğe dair ümidi olmayan bir genç olarak kendi yaşamına son vermişti Furkan.
Haberi ilk gördüğümde gerçekten dehşete düşmüştüm. Benimle yaşıt bir gencin hayattan bu kadar ümitsiz olması ve yaşamak için bir sebep görememesi beni derinden yaraladı. Dünyanın hassas kalpler için birer cehennem olduğunu bir kez daha anlamış oldum. Gençlerimiz bize emanet, onlara güzel bir gelecek vaat ediyoruz diye gezinen siyasetçilerin ise sözlerinde durmayacaklarına bir kez daha emin oldum.
Belki de hata bizde. Kendini düşünen, kurduğu düzende mutlu olan, insanların hayatlarını sömüren bu düzenin başını çekenlerden sözlerini tutmalarını beklememiz büyük bir hata. Bulunduğumuz düzen içerisinde doğayı seven, kibar bir insan olmaya, insanları anlamaya çalışan kardeşimiz Furkan’ın başına gelenleri görüyoruz.
Payımıza ise sadece üzülüp ve şu an bu yazıyı yazmak mı düşüyor?
Öncelikle kabullenmemiz gereken bir durum var. Bu bir intihar değildi. Bu bir cinayetti. Toplumun, sömürü düzeninin başını çekenlerin, insanların umutlarını hiçe sayanların cinayetiydi. Hepimiz bu cinayetten sorumluyuz. Halen bu düzenin insanları öldürüşüne göz yumuyorsak bizler de bu düzen kadar katiliz.
Genç arkadaşlarım, yaşıtlarım, ağabeylerim, ablalarım, küçük kardeşlerim sizlere söylüyorum. Öldürülüyoruz. Ve buna göz yummanın mantıksızlığı içimizi kavuruyor.
Ne hallere düştüğümüzü, hayata karşı umutsuz olmamızı, hassas kalplerimizin daha da kırıldığını ne zaman fark edeceğiz?
Çoktan fark ettik. Ama hiçbir şey yapmıyoruz. Artık insanları bozguna uğratan bu düzeni değiştirmenin, hayatın anlamlı ve yaşamaya değer olduğunu göstermenin vakti gelmedi mi?
Yeni düzenin öncüleri bizler olacağız ve bunun hakkını vermemiz gerekli. Yazmamız, bestelememiz, çizmemiz, bağırmamız, rollendirmemiz gerekli. Bir insanın daha toplum tarafından öldürülmesine fırsat vermememiz gerekli. Her gün kapitalizmin cinayetlerini görüyoruz. Her gün hayatı boyunca eşitsizlik ile baş etmeye çalışmış insanları görüyoruz. Artık dur demenin ve yeni bir düzenin öncüsü olmanın vakti gelmedi mi?
“Neden kimse bana değerli olduğumu hissettirmiyor?”
Furkan böyle yazmıştı intihar notuna. Daha doğrusu onu öldürenler yazdırmıştı bunu Furkan’a.
Bizler de Furkan gibi yapmayalım. Tek başımıza değil birlikteyken, dayanışma halinde iken bir değerimiz olduğunu fark edelim ve bunu fark etmemize engel olmak isteyenlere artık göz yummayalım. Lütfen bizleri de öldürmelerine izin vermeyelim. Gelecek göremiyorum diyip sızlanmak yerine yeni bir gelecek inşa edelim.
Unutmayın; insan olarak kalmamızın tek yolu, insanlık dışı bu sisteme karşı savaşmaktır.