Türkiye’de eskiden cumhurbaşkanlığı makamı dönemin genelkurmay başkanlarının ‘kazanılmış hakkı’ gibi görülüyordu. Artık meclisteki en büyük partinin lideri, kendini cumhurbaşkanlığına layık görüyor.
Erken seçime gidilmezse, gelecek yıl haziran ayında seçimler var. Söz konusu seçimlerde bir yandan yeni cumhurbaşkanını seçerken, diğer yandan da yeni milletvekillerimizi seçeceğiz.
Önümüzde bir yıldan fazla bir zaman olmasına rağmen, yaşadığımız ekonomik krizden bir an önce çıkabilmek için gündemi tamamen seçimler kaplamış durumda. Cumhur ittifakında cumhurbaşkanı adayının Recep Tayyip Erdoğan olması beklenirken; seçimi kazanması muhtemel olan Millet ittifakında cumhurbaşkanı adayının kim olacağı tartışması her gün daha da hararetli hale geliyor.
100 yıllık cumhuriyet tarihinin ilk döneminde cumhurbaşkanı olmanın yolu genelkurmay başkanlığından geçiyordu. Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaştıkça dönemin genelkurmay başkanı gözünü daha sonra cumhurbaşkanı olarak oturacağı Çankaya Köşkü’ne dikiyordu.
Gelin isterseniz, şimdiye kadar kimler, nasıl cumhurbaşkanı olmuş, hep birlikte hatırlayalım:
M. Kemal Atatürk: 1923-1938
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri konumundaki Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nı kazanmış emekli bir general olarak yaşamı boyunca cumhurbaşkanı olarak ‘seçildi’. Atatürk’ün cumhurbaşkanlığı, siyaset üzerindeki vesayetinden vazgeçmeyen orduda genelkurmay başkanlarının cumhurbaşkanı olma arzusuna kaynaklık etti.
İsmet İnönü: 1938-1950
Atatürk’ün ölümünden sonra 1938 yılında Meclis tarafından Türkiye’nin ikinci cumhurbaşkanı olarak seçilen emekli general İnönü, cumhurbaşkanlığının yanı sıra CHP Genel Başkanlığı’na da getirildi. II. Dünya Savaşı sırasında Türkiye’yi savaş felâketinin dışında tutmayı başaran İnönü, savaştan sonra çok partili siyasi rejime geçilmesinde etkili oldu. 1950 genel seçimlerinden sonra CHP, iktidarı Demokrat Parti’ye bırakırken, İsmet İnönü de 1960 yılına kadar ana muhalefet partisi genel başkanlığı yaptı. 27 Mayıs askerî müdahalesinden sonra Kurucu Meclis üyeliğine seçildi ve 10 Kasım 1961 tarihinde başbakanlığa atandı.
Celal Bayar: 1950-1960
Çok partili siyasi yaşamın başlaması üzerine 1946 yılında Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan ile birlikte Demokrat Parti’yi kurdu ve başkanlığa getirildi. Partisinin 1950 seçimlerini kazanmasından sonra 22 Mayıs 1950’de Meclis tarafından Türkiye’nin üçüncü cumhurbaşkanı seçildi. Türkiye’nin ilk sivil cumhurbaşkanı olması fazla dikkat çekmesin ve orduyu rahatsız etmesin diye Kurtuluş Savaşı’nda üstlendiği kimi çete komutanlıkları abartılarak anlatıldı.
Cemal Gürsel: 1960-1966
27 Mayıs 1960 günü gerçekleştirilen askeri darbeden hemen sonra cuntanın başına getirildiğinde iktidarın emekli etmek üzere olduğu Kara Kuvvetleri Komutanı’ydı. 28 Mayıs’ta devlet ve hükümet başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri Başkomutanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı yetkilerini üstlenerek yeni hükümeti kurdu. Halkoyuna sunulan ve kabul edilen yeni Anayasa gereğince 10 Ekim 1961’de yapılan seçimlerden sonra oluşturulan meclis tarafından Türkiye’nin dördüncü cumhurbaşkanı seçildi.
Cevdet Sunay: 1966-1973
Cevdet Sunay, 1960 yılında Genelkurmay Başkanlığı’na atandı.1966 yılında emekliye ayrılmasının ardından Cumhuriyet Senatosu kontenjan üyeliğine getirildi. Sunay, Gürsel’in rahatsızlığı sebebiyle cumhurbaşkanlığı görevinin sona ermesi üzerine 28 Mart 1966’da meclis tarafından Türkiye’nin beşinci cumhurbaşkanı seçildi. Görevini 1973 yılında tamamladıktan sonra 1980’deki darbeye kadar anayasa gereğince Cumhuriyet Senatosu üyesi oldu.
Fahri Korutürk: 1973-1980
Dönemin genelkurmay başkanını cumhurbaşkanı seçtirmemek adına emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı ve eski elçi olan Senato üyesi Fahri Korutürk, AP ve CHP oylarıyla cumhurbaşkanı seçildi. Yani cumhurbaşkanlığını dönemin genelkurmay başkanına vermediler; ancak ordunun da karşı çıkamayacağı ‘sivil’ ama emekli bir komutanı cumhurbaşkanı seçtiler.
Kenan Evren: 1982-1989
12 Eylül 1980 günü darbe yaptıklarında genelkurmay başkanı olan Kenan Evren, ülkeyi önce cunta lideri olarak yönetti. Daha sonra -1982’de- halkoyuna sunulan yeni Anayasa’nın kabul edilmesiyle ‘sivil’ cumhurbaşkanı seçilmiş sayıldı.
Turgut Özal: 1989-1993
Turgut Özal’ın meclis tarafından cumhurbaşkanı seçilmesi, hem 12 Eylül faşist cuntası döneminden çıkılması hem de gerçekten ilk sivil cumhurbaşkanı olması nedeniyle tarihsel bir öneme sahiptir.
Süleyman Demirel: 1993-2000
Bulunduğu dönemde, meclisteki en büyük partinin lideri olduğundan, Turgut Özal ile başlatılan gelenek sürdürüldü ve sivil birisi olarak Süleyman Demirel mecliste sağlanan konsensüs ile cumhurbaşkanı seçildi.
A. Necdet Sezer: 2000-2007
Meclis’teki en büyük partinin lideri olarak cumhurbaşkanlığına seçilme sırası Bülent Ecevit’e gelmişti; ancak Ecevit, üniversite mezunu olmadığı için kendini aday gösteremedi. Ecevit de, bırakın dönemin genelkurmay başkanını emekli bir general cumhurbaşkanı olmasın diye Anayasa Mahkemesi başkanlığı yapmış olan Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanı seçilmesini sağladı.
Abdullah Gül: 2007-2014
Meclisteki en büyük partinin lideri olarak cumhurbaşkanı seçilme sırası Recep Tayyip Erdoğan’a gelmişti. Ancak ordu, muhalefet ve yargı tarafından koparılan yaygara üzerine korkan Erdoğan, kendi yerine aday gösterdiği Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı seçtirdi.
R. Tayyip Erdoğan: 2014-…
Yapılan bir Anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanlığı süresi beş yıla indirildi ve meclis tarafından değil, doğrudan seçmen tarafından seçilmesi kararlaştırıldı. Bunun ardından yapılan cumhurbaşkanlığı seçimini Recep Tayyip Erdoğan kazandı. Daha sonra 2017 yılında yapılan anayasa değişikliği Türkiye açısından bir dönüm noktası oldu. AKP tarafından hazırlanan ve MHP’nin desteklediği anayasa değişikliği, referandumda oylandı ve şaibeli bir şekilde gerçekleşen referandumla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş yüzde 51,41 ile onaylandı. Böylelikle Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk Cumhurbaşkanı olarak 9 Temmuz 2018 tarihinde yemin ederek görevine başladı.
Cumhurbaşkanlığı sırası kimde?
Şimdi Millet İttifakı’nın seçimi kazanması halinde, meclisteki en büyük parti olması beklenen CHP’nin kurmayları, cumhurbaşkanının kendi gösterecekleri aday olması gerektiğini düşünüyorlar. Gelenek sürecekse -ki Millet İttifakı’nın diğer üyeleri de bu eğilimi paylaşıyor- CHP’nin göstereceği aday, cumhurbaşkanı seçilebilecek. Şimdiye kadar ismi geçen adaylar arasında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun adı son günlerde öne çıkmaya başladı.
Kılıçdaroğlu, diğer siyasetçiler gibi, siyasi hayatını cumhurbaşkanlığı koltuğunda sona erdirmek istiyor. Dahası Ankara ya da İstanbul belediye başkanlarından birini cumhurbaşkanı adayı gösterdiğinde, o şehri iki yıllığına da olsa -belediye meclisinde çoğunluk onlarda olduğu için- AKP’ye devretmiş olacak. Bu yüzden, onların belediyede kalmasını tercih ediyor. CHP lideri kendinden başka birini aday göstermesi halinde, Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde başına gelenleri de hiç unutmuyor. İşte bu yüzden, muhalefetin cumhurbaşkanı adayının büyük ihtimalle Kemal Kılıçdaroğlu olacağını söyleyebiliriz.
Önümüzdeki dönemde Türkiye’de nasıl bir seçim süreci yaşanacak hep birlikte göreceğiz…